19 Mart 2014 Çarşamba

True Detective (Genel Yorum)



Kalan dört bölümü de izleyip True Detective'in ilk sezonuna noktayı koydum.

İlk dört bölüme oranla tempo biraz daha fazlaydı. Dördüncü bölümün o efsane tek çekim finalinden sonra zaten çıtayı bir hayli yükseğe koymuşlardı, ondan sonra yayınlanan bölümlerde de beklentileri karşıladılar. Hatta dizi beşinci bölümle birlikte farklı bir boyut kazandı. 1995 yılından bir anda 2002 yılına atlayıverdik, bir yandan da hala 2012'deki sorgulama sahneleri devam ediyordu. Ne oluyor yahu, iyice kafamız karıştı, derken, senaristler bombaları birere birer patlattılar ve sezon finaline dek bizleri gerilim yüklü bölümlerle baş başa bıraktılar.

Her bölümde en az onlarca ipucu verildi izleyiciye ve bizler de günlerce teoriler ürettik ve kafa patlattık fakat bu detayların hemen hiçbirisi sonuca etki etmedi, bu da haliyle beklentilerin fos çıkmasına neden oldu. Ha bu diziyi kötü mü yapar? Kocaman bir hayır. Detaylar dizinin güzelliklerinden birisi ve ne kadar dolu bir senaryo olduğunun kanıtı.

Senaryo demişken, kusursuz bir kurgu izledik, burada bir sıkıntı yok ama şöyle de bir gerçek var ki böyle bir final çoğu kişi tarafından beklenmiyordu. Kendilerine ait bir ritüele göre kurbanlar veren katiller topluluğunun sadece tetikçisi, yani en alt basamaktaki adamı yakalandı, büyük bir tarikat bu ve yaptıkları yanlarına kar kaldı, bizim iki kafadar dedektifimiz bizden bu kadar dedi ve çekildi.

Değinmek istediğim nokta şu, henüz bitmedi bu olay, daha geride onlarca belki de yüzlerce kişi var adalete teslim edilmeyi bekleyen. Senaristler yeni dedektiflerle birlikte bu konuyu devam ettirebilirler ama düşük ihtimal tabii ve ben de böyle bir şey istemem. Çok güzel bir final oldu. Felsefik bir şekilde bitti dizi, efsane olarak adlandırabiliriz rahatlıkla.

Son olarak Marty ve Rust hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Yine. Marty'nin kafa yapısında televizyon ve sinema tarihinde birçok karakter gördük fakat Rust'ın kafasına sahip karakter sayısı yok denecek kadar az. Onun kadar cool ve karizmatik olmak çok zor bir iş. Bundan sonra yayınlanacak olan tüm diziler için bir sıkıntı bu. Bryan Cranston'ın, Walter White (Heisenberg) ile, Michael C. Hall'ün Dexter'la yaptığını Matthew McConaughey de Rust'la yaptı ve ben dahil milyonlarca izleyicinin zihninde kalıcı olarak yer edeceğini garanti altına aldı. Özleyeceğim Marty ve Rust'ı.



Daha yazacak çok şey var aslında ama nasıl ve nereden başlayacağımı bilemez haldeyim. Böylesi kusursuz bir yapımı televizyon ekranlarında görmeyeli (dizilerin başlangıç tarihlerini göz önüne alarak söylüyorum bunu) bir hayli zaman olmuştu. HBO dizi dünyasının babasıdır ve kült dizilerin yüzde sekseni bu kanaldan çıkmıştır. Zaten dizi listem HBO yapımlarıyla doluydu, şu dakikadan itibaren HBO'nun kuruluşuna dek araştırma ve öğrenme isteğiyle doldum. Senaristlerini ayrı, yapımcılarını ayrı, dizilerinde oynayan oyuncuları ayrı tebrik etmek gerek. Dört dörtlük kanal.

Son olarak ikinci sezonda bizleri bambaşka bir senaryo ve karakterler karşılayacak olsa da, merakla bekliyorum.

Çok fazla iyiydin be True Detective.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder